Her derde deva arkadaşlarım!
Arkadaşlarımın hepsini bir araya toplasam bayağı
kafası karışır herhalde insanların. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu
söyleyeyim” lafının anlamı kalmaz.
Neden bazıları marjinal ötesi?
Biri arkadaşımsa diğeriyle nasıl anlaşabiliyorum?
Neden kimse anlayamıyor?
Galiba onların hepsi içimdeki çok farklı “ben”leri gün
ışığına çıkarıyor da ondan.
Biriyle uslu, kibar kız oluyorum.
Diğeriyle küfürlü konuşup, abuk şakalar yapıyorum.
Biriyle oturup ciddi ciddi konuşuyorum.
Diğeriyle saçma sapan şeylere kıkırdıyorum.
Biriyle evde oturup çay içiyorum.
Diğeriyle bara gidip dans ediyorum.
Birinin derdini dinleyip öğüt veriyorum.
Diğerinin bana verdiği öğütleri dinliyorum.
Hepsi bir bulmacanın parçaları sanki, tamamlayınca
ortaya bir hazine çıkıyor. Arkadaş hazinesi!
Beni bazen benden daha iyi anlayan, iyi günümde, kötü
gönümde beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım...
Hepsi farklı günlerde aldığım rengarenk
anti-depresanlarım sanki.
Mehmet Öz’den yeni bir şey daha öğrendim. Arkadaşlar
sağlık için de faydalıymış. Şaka değil! F vitamini diyor Mehmet Öz arkadaşlar
için.
(F “Friends”den geliyor.) F vitaminin sağlığımıza
faydaları say say bitmiyormuş...
Yapılan araştırmalara göre güçlü sosyal iletişim
içerisinde olanlarda depresyona girme ve ölümcül krizlerin oluşma riski
azalıyormuş. Düzenli F vitamini kullanmak sizi gerçek yaşınızdan 30 yaş daha
genç hâle getirebiliyormuş. Dostluğun sıcaklığı stresi azaltıyor, gergin
olduğunuz zamanlarda bile kan damarlarınızda pıhtılaşma ve kalp krizi geçirme
riskiniz yüzde 50 azalıyormuş.
Vay canına! Bilmeden yıllardır ne çok vitamin
depolamışım vücudumda. Yaşasın!
Ayrıca, hesap da doğru. 45 – 30 = 15! Ben kendimi tam
15 yaşında hissediyorum. Kafa olarak ne bir eksik, ne bir fazlayım. (Bana kalsa
hiç büyümek istemiyorum ama bana kalmıyor!)
Neymiş yani, arkadaşlara çok önem vermeye, mümkün
olduğunca çok bağlantıda kalmaya, beraber her şeyin komik bir tarafını bulmaya
devam.... Gülerken ağzımızı kocaman açmayı da unutmuyoruz, uçuşan bütün F
vitaminlerini yutuyoruz (!)
Paris, 22 eylül 2010