Posts

Showing posts from 2015

Uslanma hiç hep deli kal!

Image
Uslanma hiç hep deli kal. Büyüme sakın çocuk kal. Es deli deli böyle kal. Son harmanında sevdanın,  Tüken toz toz savrula kal. Suçüstü bulmalı ölüm, Ölürken de sevdalı kal... Aziz Nesin Bu sene yeni yıl dileklerim çok kısa. İçimden Aziz Nesin’in bu çok sevdiğim şiirini paylaşmak geldi. Hep, deli, çocuk ve sevdalı kalın! Bu sene ve her sene...  Çünkü bunu becerebilince gerisi geliyor. Hadi kolay gelsin! :) Mutlu Yıllar!!! Paris, 29/12/2015

Ben artık 50 yaşındayım duramam!

Image
Bundan otuz yıl önce İngiltere’de, Canterbury’den Türkiye’ye dönmek üzereyken Hilary birkaç ay daha onlarla beraber Henley’de kalmamı teklif etti. Onlarla geçirdiğim dört ay başka bir yazı konusu olacak kadar ilginç ve keyifliydi... Bir gün anlatırım... Şimdi başka bir şey anlatıcam. Orada da düzenli olarak yapmaya alışık olduğum, aerobik, step gibi bir aktivite yapmak istedim. Hilary beni arkadaşı Sheila ile tanıştırdı. Sheila haftada 3 farklı aktivite yapıyordu. Beni hepsine götürdü, deneme derslerine girdim. Sonra bir tanesini seçtim. Ama Sheila ile ilgili şaşkınlığım senelerce sürdü. Çünkü o 50 yaşındaydı(!) Saçlarını boyatmayan klasik İngiliz kadınlarından olduğu için de saçlarının rengi  gri/beyazdı. O zamanlar 20 yaşında olan ben, Sheila’yı hemen “yaşlı” kategorisine koyuvermiştim. Bu kadar şeyi nasıl bir arada yapıp yorulmadığını anlayamadım. Usturuplu bir şekilde kendine sorduğumda “ben artık 50 yaşındayım duramam!” diye ce

Hindistan ve ben... İlk tanışmamız!

Image
İlk Hindistan keşfim çok sevdiğim hocalarımdan Benoit’nın düzenlediği bir yoga kampı ile oldu. Şubat’ta Hindistan’ın en yeşil ve refah seviyesi en yüksek bölgesi olan Kerala’ya gittik. Yoga ağırlıklı bir on gündü, fazla gezemedim. Ama gözüme, gönlüme dokunanları, sevdiklerimi, hoşlanmadıklarımı, komik bulduklarımı biraz anlatayım... Herkes kamp yerine farklı zamanlarda vardı. Biz Catherine’le beraber yolculuk ettik. Uzuuunnn bir yoldan sonra Kochi havaalanına indik. İlk izlenim, yapış yapış bir sıcak ve değişik bir koku. Hindistan kokuyor! Gece saat 2.00, ölüyoruz yorgunluktan ama öyle hemen çıkılmıyor dışarı! Bir sürü kağıt doldurduk, uzun uzun sıralar bekledik. Sıra bize geldiğinde saat 3.00 olmuştu... Çıkmadan biraz para bozdurmamız gerekiyordu. Havaalanının içinde yan yana üç tane döviz bürosu var, o tarafa doğru yürüyoruz. Ve bürolardaki çocuklar gülerek el sallıyor. İkimiz de dönüp arkamıza baktık. Meğerse bize el sallıyorlarmış! Hepsi gelin bizd