Ben dileyeyim de, sen istersen verme 2015!


Baattin’e bayılıyorum. Kaç tane Baattin var kim bilir, farklı kişiler yazıyordur mutlaka karikatürleri… Ama tarz hep aynı. Bir tek Türklerin anlayabileceği espriler. Tercüme etsen suratına aval aval bakar bir yabancı. Cem Yılmaz gösterisini anlatmaya çalışmak gibi...
Fakat 2014 sonunda çok güldüğüm bu karikatürü herkes anlar: “Ya direk girmeyelim bu 2015’e. Fragmanı falan yok mu, önce izleyelim beğenirsek gireriz.” 

Valla işte fragmanı falan yok. Beğen beğenme 2014 bitiyor ve 2015 başlayacak. Fragmanını izlemeden seyretmeye gittiğimiz bir film gibi, yaşayıp göreceğiz.
Bu bizim yeni yıl için iyi dileklerde bulunmamızı engellemiyor tabi. Hepsinin olmayacağını biliyoruz ama dilemek hoşumuza gidiyor.
Üstelik ne kadar gönülden istersek o kadar olma ihtimali var, değil mi? Hadi o zaman başlıyoruz: 

Hastalarımız iyileşsin. İyileşmekle kalmasın formlarının doruklarına çıksın, dans etsin, parende atsın!

Ailemiz yanı başımızda ya da kalbimizin hemen yanında olsun.

Kendimiz ve bütün sevdiklerimiz öyle sağlıklı olalım ki doktorlar işsiz kalsın.

Dünyada daha fazla insan yoga ve spor yapmaya başlasın.

Adını anınca içimizin titrediği bir sevgilimiz olsun, aşkla sarsın sarmalasın.

Şu dünyayı daha fazla kirletmeyelim!

Üç vakte kadar gelecek iyi haber geç kalmasın!

Bereket gelsin bir yerlerden, artık bizim paramız züğürdün çenesini yorsun!

Bitsin savaşlar, vahşetler, kadınlara, hayvanlara yapılan zulümler!

Ellerimizi gökyüzüne açıp çok içten dileyelim bunları.

Bazıları olmazsa elini omzumuza dayayıp “bunlar da geçer” diyen dostlarımız olsun.

Yeni yılınız kutlu olsun!


Paris, 19/12/2014




Popular posts from this blog

Ildır'ın suçu ne?

Susarak anlaşmak…

Uslanma hiç hep deli kal!